28 Aralık 2015 Pazartesi

hahayt yeni yıl yeni yıl !

Açıkçası geçen 10 ay aradan sonra daha da yazmam diyordum ama bir baktım tasarımım leş gibi, yazılar arka arkaya gelmiş, fotoğraflara bir şeyler olmuş, gözükmüyor falan bir an bir güç geldi uğraşayım dedim. Bir heves başlamıştım zaten geçen sene bu işe, bu defa devamlılığı gelmesi dileğiyle :) [ Tasarımımdaki değişiklik çığır açmadı, gözümüze değişiklik katsın dedim. ]


Son iki senedir yeni yılı orada burada kutlayım delice eğleneyim aman şu aman bu demeyi bıraktığım ve ptt havasında olduğum bir gerçek. Hatta saat 12yi göstermeden yatasım, yeni yıla uyuyarak giresim var, sanırım eskisi gibi bir şeyleri çok abartmayı, önemli kılmayı sevmiyorum. Bu bedbaht halimi kuzen-aile toplaşmalarıyla bir nebze de olsa ptt havasından uzaklaştırıyoruz gerçi.

Çam ağacı süslemek benim en sevdiğim şeydi bir ara, çam ağacının yeterince tartışmaya açık bir konu olduğunu biliyorum. Yok bizim kültürümüzün ürünü değil yok, özentilik yok bilmem ne denildiğini duyar gibiyim hiç o triplere girecek halim yok. Ben o ışıklandırmaları, topları ,süsleri, pırıltılı şeyleri, yeşil-kırmızı olayını seviyorum. Her neyse bu sene çam ağacı süslemedik kardeşimle, hakeza geçen sene de güç bela kurmuştuk. Eskisi kadar hevesli değilim. Büyüdüm mü, bunalımda mıyım belli değil. O değil de ağzımdaki sakız ruh halime mi yansıdı yazı bir laçkalaştı. (Whatsapp smiley ı koyasım var.) Belki de yılbaşından sonra o ağacı toplama işi sinir bozucu olduğu için bu kadar isteksiz olabilirim.

Hiç sevmediğim bir nokta geldi aklıma 'yılbaşından sonra' demişken. 1 Ocak sabahlarını hiç sevmem, hiç de yeni yılın umutlarını taşıyan bir hali yoktur o sabahların. Gri bulutlu güneşsiz bir hava, etrafta anlamsız bir sessizlik olur 12 ye 1 e kadar. Pazarın karesini al o çapta sorunlu yani. O gün iş olsa bu sorun çözülür müydü bilmiyorum. Tabi ki çözülmezdi, insanlar eğlendikleri yerlerden işlerine geçerlerdi _._ İhtiyacım olan şey o gün kalkıp inanılmaz uğraştırıcı şeylerle uğraşmak, aktif olmak :))) Sorunlu musun yat geç saatlere kadar dediğinizi duyar gibiyim. Sevmiyorum o soğuk, ıssız sabahı bu kadar yani ve bu hep böyle oluyor. Allah başka dert zeval vermesin. Amin.

O değil de yazı mutsuuuz mu mutsuz, olumsuz mu olumsuz olmaya başladı. Amacımızdan uzaklaşmayalım ve de yeni yıldan beklentilerimize biraz yoğunlaşalım. Klasik ama içten olan bir istek huzur ve barış. Kendim için değil bu istek. Bugün yazı yazıp gece rahatça uyuyabiliyor ve rahatça dışarı çıkabiliyorum. Bunları yapamayan insanlar var biliyorum. İçlerinde bulundukları durumu oturduğumuz yerden anlayamayız. Bunu ancak yaşayan bilir. Ateş düştüğü yeri yakar. Samimiyetsiz cümleler kurmayacağım. Huzur ve barış dolu bir yıl, bir gelecek olsun lütfen.


Son olarak geçen seneki bir çam ağacı fotoğrafımla yazımı sonlandıracağım.


28 Şubat 2015 Cumartesi

ÖZgür ELeştirme SEKanslarımız TÖRpülenmemeli

Yine yeniden insanoğluna sövdüğüm bir yazıyla sizlerleyim. Açık açık mı bahsetsem, kapalı mı bahsetsem bilemedim ama her türlü, yazıyı okuyan için ( zannetmiyorum ki görecek) anlaşılır, geri kalanlar için sövücü içerikli mesaj, benim içinse iç ferahlatma, rahatlama, adeta açılma yöntemi olacak.

Hep dediğim bir şey var. Bir işi yapıyorsan tam yapacaksın, yarım yamalak yapacaksan hiç yapmayacaksın. Bu tip beylik laflar için fazla deneyimsiz ve küçük olduğumun farkındayım. Ama dediğim sözü yerine getirmek için çabaladım şimdiye kadar, bundan sonrada kafadan bir darbe almazsam böyle devam eder. Yapamayacağım bir işe ellemem. Benden ehli vardır, yapıyordur derim ona bırakırım. Yapabileceğim bir şeyse ve yapamıyorsam cesaretim yok demektir. Daha çok okur,  daha çok izlerim ehlini, öyle yaparım. Bir işi yapmıyorsam, yapmamam gerektiğini biliyorumdur. Sırf yapmış olmak,  göze girmek ve daha fazla menfaat için kimse bana zorla bir şey yaptıramaz. Bir kuruma ,kuruluşa daha fazla para kazandırmak için telefonla danışabilecekken yazı yazarak göndermem, gönderemem. Doktor olarak hasta yatırma hakkım olsa , yatmasa da olabileceği halde yat da demem, denmez. Uyum sağlayabilecek bir çocuğu ikna etmek varken derin sedasyonla dişini çekmeyeceğim gibi..

Hekimlik kutsal elbet. Belli bir haysiyete sahip olmak gerek taşıyabilmek için. Taşıyamayanların zaten yüzünden gözünden akıyor malesef. Bir hekimi bir başkasıyla konuşmak, yaptığı veya yapmadığı bir şey üzerinden laf sallamak hoş değil, doktorluk dışında hangi sıfatla iş yapıyorsan yap! Getir götür yapan adamların ağzına laf vermek, bir hekimin yaklaşımını o adamın lafına sözüne güvenerek öğrenmekse başka sıfatlı kimselere yakıştıramadığım bir şey. Sınırlarını ve yerini bilmeyen o kimselerin tepemize çıkması için bulunmaz fırsat. Söz sahibi olmasından başka bir şey değil. Madem çok merak ediyorsunuz olan biteni bir adet kamera taktırırsnız olur biter. Bir de çok sormak istediğiniz bir şey olursa bizzat hekimlerle muhatap olmanız tercihim. 2. 3. şahıslar değil, Toplantı odalarında, üstelik de bahsettiğiniz hekimin olmadığı ortamlar hiç değil.

Amma da abarttın, herkes bunları yaşıyor, hayatın her alanı böyle dediğiniz duyar gibiyim, kafama fazla takıyor olabilirim. Bu sektörde bir hayli toy olduğum aşikar ama düzene ayak uydurmam, uydurmayacağım kimse kusura bakmasın. Bu yazıda burada dursun.

Bu yazıyı ileri geri, yerli yersiz konuşan kimse için değil kendimi rahatlatmak için yazdım. Benim için doğru bu derken sözle ifade ettiğim şeyleri yazıya döküp, yazıda nasılmış görmek için.

24 Şubat 2015 Salı

Pamuklu şekerim

Alabileceğim en güzel hediyeyi aldım ben. Pamuk şeker makinam. Hani akla ilk gelen şey hakikaten, tıpatıp aynı tatta, tipte pamuk şeker yapıyor mu bu makine, evet yapıyor. Hem de pek leziz oluyor.

Peki nasıl yapılıyor. Önce makinayı ısıtıyorsunuz 5-7 dakika kadar, ardından ortadaki yuvarlak haznesine bir kaşık şeker koyuyorsunuz. Bir kaşık şeker kısa sürede ağ gibi etrafa yayılmaya başlıyor çubuğunuzu önce dik , son yatay belki biraz da açılı bir şekilde tutup doluyorsunuz. Bir dolu kaşıkla iki çubuk pamuk elde edebiliyorsunuz, çok basit. Yaptıktan sonra etrafa öyle güzel şeker kokusu yayılıyor ki anlatılamaz bir şey (gözlerimde kalp kalp kalpler)

Yemesi de bir o kadar keyifli. Çeşitli aromalıları da yapılabilir. Şu an halihazırda denemiş olduğum bir tek limonlu oraletli (hediye eden akıllı bıdığın fikri ) olsa da, yakın zamanda gıda boyasıyla ve aromalarda çeşitli versiyonlarını deneyeceğim.

Yıllardır hayalini kurduğum şeye kavuştum. Konu komşu, arkadaş herkes gelelim tadalım peşinde, ben de tattırma peşindeyim. İtinayla pamuk şeker yapılır modunda geziyorum. Gelin size de yaparım. Beni bu tatlı, orijinal, şeker mi şeker hediyeme kavuşturduğun için bir kez  de burdan teşekkür ediyorum ( *: )