21 Ekim 2014 Salı

sen gibi..

Vardı.
Yalandı gerçek gibi
Elle tutulmaktan uzak gibi
Ben gibi.
Değil gibi.

Gerçekleştirmek istediğin hayal gibi
Pamuk gibi
Yumuşacık yürek gibi
Gürleyen gök gibi.
Yıkanan balkon serinliği gibi
Bir yandan ocakta kaynayan yemek gibi
Demlenen çay buharı gibi
Bir bebeği kucağa alıp sevmek gibi
Bezindeki sıcaklığı hissetmek gibi
Hem yükselmek,hem alçalmak
Hem yaz,hem kış gibi
Aile gibi
En yakın arkadaş gibi
Elini omzuna attığın gibi
Sımsıkı sarılıp,elini tuttuğun gibi
Hem yara,hem merhem gibi
Yok gibi
Evet yok sen gibi.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Boz ada,Bozcaada

Altınoluktan kalktı otobüsümüz,kısa bir süre sonra Çanakkale il sınırlarına girdik.Ayvacık,Ezine,Geyikli..Ezine diyince peynir,Geyikli diyince aklıma Eyvah Eyvah filmi gelir.Eyvah Eyvahtaki favori sahnemin çekildiği yere gidebilmek isterdim doğrusu,hani şu tahta piknik masasının altında suların geçtiği,ağaçlı,huzurlu,dünya tatlısı yer..Neyse hayallerimden sıyrıldım.Geyikliden feribota bindik.İlk feribot seferim.Ufak gereksiz ayrıntılara takıldığım olur.O feribot sadece Bozcaadaya gittiğinden tek bilet almanız yeterli,gittikten sonra da istediğiniz zaman dönebiliyorsunuz.

Feribot yaklaşırken adaya rehberimiz boz görünümden bahsediyordu.Bozdu ada evet.Bu ne ya buraya mı geldik,hiçbir şey yok burda hissiyatları içindeydik.Bu görünüme aldanmayın adanın arka tarafları bu kadar boz değil.Neyse indik,indikten az biraz sonra çay bahçeleri başlıyor iç kısımlara doğru.Bir güzel çayı içip,deniz sarsıntısını atlattıktan sonra ara sokaklarında gezinmeye başladık,Çiçek pastanesinin bademli sakızlı kurabiyesini yedik,o sakız kokusunun sokakta burnunuza çalınması kadar güzel bir şey olamaz,bunun dışında 2-3 çeşit harika kurabiyesi ve badem lokumu da şahaneydi.




Sonrasında şarap fabrikalarını gezdik.Malesef ki tatlarına bakamadık çünkü yasalara göre bir süredir şarap tadına bakmak yasakmış,şarap aldım nasıl bir şey aldım,ne aldım artık yıllar sonra bakıp göreceğim.
Bir sonraki durağımız da reçel tattıran yerler oldu.Her bir şeyin reçelini yapmışlar.Domates ve karpuzun reçelinin tadına baktım,şeker komasına girdim birer çay kaşığıyla düşünün ve tatlarının ayırt edemiyorsunuz,bu sebeple almadım.


Yol üzerinde her taraf bağ bahçe,konaklamak için uygun yerler de var.Ada camping çekti ilgimi.Bir alana yanyana çadırları koymuşlar belli imkanlar sağlıyorlar tabi ama en nihayetinde çadırda yatıyorsunuz bence harikaydı.Adanın bir bölümü bir iş adamının eline geçmiş ve otel yapacakmış söylentileri çalındı kulağımıza,kim olduğu ve ne zaman yapacağı bilinmiyormuş.

Ardında Ayazma manastırına gittik,hikayesini dinledik.Hiç girmiyorum hikayesine.Sonrasında ayazma plajına gittik.Ben altınoluk,akçayın deniz sularına soğuk derken,asıl soğuk suyun ne olduğunu orada gördüm.İliklerine kadar donmak ne demek hissediyorsunuz.Denizden çıkınca balıklarımızı denize karşı afiyetle yedik.

Burdan sonraki durağımız rüzgar gülleri oldu.Orada bir süre fotoğraf çektikten sonra yeniden merkezine gelip çınaraltı kafesinde bir damla sakızlı türk kahvesi içtik ki keyfine doyum olmaz,sandalyeleri çınar ağacının altına atmışlar,yerlisiyle bir güzel aynı atmosferde oturuyorsunuz.Ordan evimize kahvelerimizi de alıp,hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlara koştuk ve anılarımıza anı kattık.


Ardından adanın renkli mimarisinin göstergesi olan evlerin önünde,yanında,içinde,kısacası her yerine girip çıkarak sokaklarında harika fotoğraflar yakaladık.

Bir Küçük Eylül meselesi filmini izleyin,adanın dediğim bir çok noktası burada mevcut.Adada çekilmiş daha çok film varmış,ben seyretmedim.Eylülde,bağ bozumu zamanında,adayı bir daha görmeyi çok istiyorum.Umarım sizlere de nasip olur.

18 Ekim 2014 Cumartesi

herkes,her şey değişir

Herkesin her şeyin değiştiği bir gerçek.Bugün yanımızda olanın yarın yanımızda olma garantisi yok,evet.En yakın arkadaşın da,sevgilinin de,aileden bir bireyin de.

Varlıklarıyla mutlu olduğum insanlar var etrafımda şu anda.Az ve öz insan var,yetiyor da.Yetmeli de.Fazlası tırıvırı,ses,gürültü,boş.Fazlasına lüzum yok,herkesle arkadaş olmak bir şeyler paylaşmak zorunda değiliz.Her nabza şerbet vermek zorunda da değiliz.Saygım var bu tip bireylere ama sevmediği de olmalı insanın,hoşuna gitmediği,anlaşamadığı.Uyumlu bir insan olmak başka bir konu bence.Uyumlu insanları takdir etmişimdir her daim.Ama onlar gibi de olamadım,başkaların makul fikirleri yoksa kendi fikrimi ters de olsa söylemekten çekinmem.İlla bir konu hakkında görüşten bahsetmiyorum,O anda çıkan bir durum karşısına sunulan düşünce vs..Akla yakın fikirlerimi kabul ettirmek de isterim.Hep 'ben'ci olmaktan farklı bir şey bu söylediklerim.

Her neyse ne diyordum,değişim..yarın bir şeyler değişebilir,her şey kötüye gidebilir,her şey harika da olabilir,bir şey olmayadabilir.Değişimden korkarak bir yere varamadığımı 23 yaşımda anladım desem yalan olmaz.Ki geç kalmış olduğumu düşünmüyorum.Kaygının beyin kemirdiği bir gerçek.Yapıma uçuk ama uygulamaya çalışmakta olduğum bir konu ''Anı yaşamak''.Anı yaşayıp mutlu olmak gerek değişimden korkmadan.


14 Ekim 2014 Salı

Yeni güne uyanmak

Kararlar alıp başlayamayan yapılarımız
düzenli ders çalışacağım
her gün iki sayfa okuyacağım atmasyonları

Spora başlayacağım,başladım.
önemli olan karar vermek deseler de
başlamak ve sürdürmek elbette önemli olan

Bazı kararlar aldım,yapımın ve durumların gereklerinden ötürü
önüme geçemediğim hallerin
önüne geçme
öfke kontrolü
sigara bırakmak mı bu?
çabuk parlayan biri nasıl çabuk parlamaz ki?
veya konuşma tarzı
bir anda nasıl yumuşatılır ki?

Onu bunu bilmem ama
Düzeni olmalı insanın
Düzende dirlik vardır
Yoksa dirlikte mi düzen vardı?
Çoğunun kafasına ters,saati saatine bir şeyler yapmak
Ama kural ve disiplinsiz yaşam
Benim şekersiz çaya benzediğim günler gibi
Anlamsız..


Not:Cümle kurmayı sevmediğimi bilmezdim,konuştuğum çoğu zaman anlaşılmaz yakınlarım tarafından,bundan belki de.

12 Ekim 2014 Pazar

Mükemmeliyetçi

Evet biraz fazla
Kendimi rahatsız edecek kadar
Günlük yaşantı rutini olacak
Sabah erken kalkılacak
Gün doyasıya yaşanacak
Kahvaltı edilecek
Kahvaltısız sokağa atlanmayacak
Ebeveyn mantığı,45 yaş kafası
Ne dersen de!
İstediğini elde edebilme ihtimali
Elde edilecek kafası
Her programın kafanızda kurguladığınız gibi gitmesi isteği
Oldurma,oldurtma
Sabırsızlık,bekleyememe
İlişkilerinizden de aynı beklenti
Saatinde denilen yerde denilen şekilde
İstenilen konsepte
Bu denli kalmadı ama etkileri tam gaz devam
İnsanlara müdahele edemiyorsun bir yerden sonra
Ama kafaya bir fikir düşmeyiversin o iş olacak
Çevresel faktörleri izole etmekse bir yere kadar
Ama kendine güvenin tamam
Ee yetmez mi zaten?
Kafayı yastığa gömdüğünde
Dişler fırçalanmış
Kafanda yapacak listesinin yanında tikler
İçin rahat
Nokta.

10 Ekim 2014 Cuma

çansera

Huzuru bazen insanlarda bulamayız.
Kendi kendinizin çaresi olmak bir yerden sonra zorunluluk
Her koyun kendi bacağından asılır.
Birileri sizi mutlu etsin diye beklemek acizlik
Hayatın tuzu biberi olmazsa olmazı ona lafım yok
Huzur kaçmışsa
Huzuru bulacak bir şey yapmak gerek
Kimi kahve koyar kitap okur
Kimi sinemaya gider
Kimi kabuğuna çekilir,uyur.
Kaçış.
Ne mi yaptım?
Çanseraya kaçtım.
Kiminiz bilmezsiniz.
Can değil aman ha Çan!
Çankaya Belediyesinini Çan'ı
Çansera.
Bir haftasonu tv başından kalk
Çoluğun çocuğun varsa onu da al gel
Yoksa kendin için gel sadece
Neyse bana ne
O değil de burdaki huzuru değişmem hiçbir şeyle
Yazın serin olan tek yer
Sabah kalvaltını kap gel
Öğleden sonra söğüt altında çayını iç
Akşam yürüyüş yap,bisiklet sür.
Ee ne var bizim orda da var diyosun
İyi varsa gelme
Ben huzur buluyorum kısacası
Her yaşa hitap ediyor
Gözlemevi-gözlemeevine de uğramayı unutmayın.

8 Ekim 2014 Çarşamba

çalışmak.

Doğam gereği evde yapamıyorum.Eylül geçti,ekim geldi.17 senedir bu zamanlarda bir şeylerle illa ki uğraştım.
Gel bi daha oku deseler okurum.Ki üniversite yıllarında (yıllar geçmiş gibi :p) Herkes okul bitsin diye ölüp biterken ben hiç de o havalarda değildim.Ararsınız bu ortamları diyerek geziyordum bilmiş bilmiş.Öyle de oldu,olacaktır da.Hala bu kafadayım.Bu yüzden okul ortamında devam etmek istiyorum.Uzmanlık diye ölüp bitmem bundan.İş aramak sormak,görüşmeye gitmek tamam iyi hoş ama o okul ortamında sınavla hak ettiğin yere girip hoca peşinde,makale peşinde koşup bir yanda da keyifle hasta bakma fikri daha güzel geliyor.(Uzmanlık yapan ve bu yazımı okuyan kimselerin yüzündeki gülümsemeyi görebiliyorum,öyle hayallerindeki gibi değil dercesine).

Dinlenmek,gezmek tozmak için yanlış vakit.Yapraklar dökülüyor,hava da iyice soğudu.Yaz tatili falan da değil ki dizi izleyim,kitap okuyayım.Çalışmam gerek benim..

6 Ekim 2014 Pazartesi

ilk defa sincap gördüm desem!

Şöyle bir kafamız dağılsın dedik,Gölcük'e gittik.Karadenizin o yemyeşil doğasından bi haber olduğumdan ve de Ankara'da bulduğum her doğaya saldırdığımdan ordaki yeşillik beni çok mutlu etti.Gözümüz yeşile doydu,oksijen manyağı olduk geldik.

Ankara'dan 2-2,5 saatlik mesafede olan bu yerde konaklama yapılabiliyor.Benim için artık konaklama kavramı artık çadır kurmaktan ibaret <3
Çadır kuran,piknik yapan,doğa yürüyüşü için gelen bir dolu insan var.Restoran kısmı da mevcut,mangala bulaşmam yorulmaya lüzum yok derseniz orda da bir güzel karnınızı doyurabilirsiniz gibi klasik bilgileri verirken fenalık geldi bana..

Biz tabiki fotoğraf makinamızla çılgınca fotoğraf çekme peşindeydik,kime ait olduğu belirsiz lüks görünümlü villayı odak alıp fotoğraflar çekip dururken biliyorduk onun google'a ''Gölcük milli parkı'' yazdığımızda çıkan ilk fotoğraf olduğunu.Bulduğumuz her derinliği fotoğrafladık,bak bak bitmeyen ağaçlara hayran kaldık.Her zerreyi fotoğraflamak isteyebilirsiniz ama mümkün değil,bir yerden sonra aman diyip hafızanıza kaydediyorsunuz ki anı yaşamanın sırrı bu.Suyun etrafında bir tam tur atmak çok kolay,biz Ankara bebeleri Eymir çocukları olduğumuzdan oranın bir tam turu nasıl zor atılır,bisikletle bile ne kadar yorucudur biliriz.O sebeple burda gezinmek çok kolay.

Kısaca şiddetle tavsiye ederim.Fakat kalabalık olma ihtimali olan günlerde türlü türlü insan görebilirsiniz.Kastım nedir,radyo kurup orda arabeskinden popuna çevreyi rahatsız edecek seste şarkı dinleyen ekipler.Bu sizi rahatsız edecekse haftaiçi sessizken gidin derim.Ha bir de elinizdeki yükle ilk bulduğunuz yere oturacaksınız muhtemelen,iç kısımlarda ağaçların gölgelediği ve harika bir atmosfer yarattığı yerler mevcut oralara kurulmanızı öneririm.Bir de erken gidin,doğa sabah saatleri harika

1 Ekim 2014 Çarşamba

kabul gören kriter

Gördüğüm tek bir şey var: bazı insanlar öyle profesyonellikten uzak ki, kabul gören kriterleri belden aşağıları tarafından yönetilen beyinlerince işe aldıkları kaşarlar.

Bugünlük bu kadar..