Şöyle bir kafamız dağılsın dedik,Gölcük'e gittik.Karadenizin o yemyeşil doğasından bi haber olduğumdan ve de Ankara'da bulduğum her doğaya saldırdığımdan ordaki yeşillik beni çok mutlu etti.Gözümüz yeşile doydu,oksijen manyağı olduk geldik.
Ankara'dan 2-2,5 saatlik mesafede olan bu yerde konaklama yapılabiliyor.Benim için artık konaklama kavramı artık çadır kurmaktan ibaret <3
Çadır kuran,piknik yapan,doğa yürüyüşü için gelen bir dolu insan var.Restoran kısmı da mevcut,mangala bulaşmam yorulmaya lüzum yok derseniz orda da bir güzel karnınızı doyurabilirsiniz gibi klasik bilgileri verirken fenalık geldi bana..
Biz tabiki fotoğraf makinamızla çılgınca fotoğraf çekme peşindeydik,kime
ait olduğu belirsiz lüks görünümlü villayı odak alıp fotoğraflar çekip
dururken biliyorduk onun google'a ''Gölcük milli parkı'' yazdığımızda
çıkan ilk fotoğraf olduğunu.Bulduğumuz her derinliği fotoğrafladık,bak bak bitmeyen ağaçlara hayran kaldık.Her zerreyi fotoğraflamak isteyebilirsiniz ama mümkün değil,bir yerden sonra aman diyip hafızanıza kaydediyorsunuz ki anı yaşamanın sırrı bu.Suyun etrafında bir tam tur atmak çok kolay,biz Ankara bebeleri Eymir çocukları olduğumuzdan oranın bir tam turu nasıl zor atılır,bisikletle bile ne kadar yorucudur biliriz.O sebeple burda gezinmek çok kolay.
Kısaca şiddetle tavsiye ederim.Fakat kalabalık olma ihtimali olan günlerde türlü türlü insan görebilirsiniz.Kastım nedir,radyo kurup orda arabeskinden popuna çevreyi rahatsız edecek seste şarkı dinleyen ekipler.Bu sizi rahatsız edecekse haftaiçi sessizken gidin derim.Ha bir de elinizdeki yükle ilk bulduğunuz yere oturacaksınız muhtemelen,iç kısımlarda ağaçların gölgelediği ve harika bir atmosfer yarattığı yerler mevcut oralara kurulmanızı öneririm.Bir de erken gidin,doğa sabah saatleri harika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder